Mudurnu
- Irmak Barman
- 22 May 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 May 2019

Beypazarı, Göynük ve son durak Mudurnu’yla üçlemeyi tamamlayarak hafta sonu gezimizi bitiriyoruz.
Beldeye girer girmez yöresel ürünlerin satıldığı, zanaatlar çarşısıyla karşılaşıyoruz. Dokumacılar, bakırcılar, takıcılar el emeği göz nuru ne varsa tüm ürünler burada.
Tıpkı diğerleri gibi etrafını çevreleyen aynı tarz konaklar ve taş yollarda yürüyoruz. Biraz yürüdükten sonra cafe olarak da işletilen iki katlı konağa giriyor, bir kahve molası veriyoruz. İyi ki de girmişiz meğerse burası pek ünlüymüş. Mudurnu’ya fotoğrafçılığı getiren ve sevdiren Ahmet izzet Bey’in eviymiş eskiden. Konağın ikinci katı bir nevi Ahmet İzzet Bey’in fotoğraf Müzesi’ne dönüşmüş. Kahve keyfinden önce burayı dolaşıyor, eskiye dair her şeyi duvardaki siyah beyaz fotoğrafalardan öğreniyoruz.
Peki Ahmet İzzet Bey kimmiş ? I. Dünya savaşı’nda esir düştüğü kampta yabancılardan fotoğraf çekmeyi öğrenen ve buna gönül veren Mudurnulu bir delikanlı o dönemde. Savaş sonrası memleketine dönünce kendini fotoğraf çekmeye adıyor. Mudurnu için bir ilki gerçekleştiriyor ve bölgenin geçmişine dair her şeyi fotoğraflarıyla arşivliyor. Kendisi çoktan bu dünyadan göçmüş gitmiş. Geriye sadece anıları ve bıraktığı fotoğrafları kalmış.
Fotoğrafların ardından içilen kahveyle tekrar Mudurnu sokaklarıyla buluşuyoruz. Zamana direnen konakların önünden geçerken bazılarının hikayelerine kulak misafiri oluyoruz. Hepsinin yapılma nedeni farklı olsa da bir tanesi var ki bizi bayağı etkiliyor.

Dört katlı konağın önünde fotoğraf molası verirken, yörenin sakininden de hikayesini dinlemeye başlıyoruz. Vakti zamanında konak ustası olan bir delikanlı, yapacağı konağın sahibinin kızına aşık olmuş. Farklı inanıştan olan ustaya, mal sahibi kızını vermemiş. Genç ustada kızın babasından intikamını almak için evin çatısına iz bırakır ve konağı tamamlar. Hala dimdik ayakta duran konağın içinden çok hayatlar akıp gitmiş ama ustanın haçı hala çatıda duruyor.
Aynı zamanda tarihi İpek yolu üzerinde bulunan ilçe eskiden önemli ticaret merkeziymiş. İlçede konakların, tarihi yolların dışında Osmanlı’ya ait birçok eserde yer alıyor. Camiiler, hamamlar, türbeler, anıtsal eserler bunlardan sadece birkaç tanesi...
Gelmişken Osmanlı’nın da izlerini sürerek tarihi yapıları sırasıyla ziyaret ediyoruz. Bölgede en önemli eserlerden biri olan Yıldırım Bayezid Cami’ni dolaşıyoruz. Caminin hemen karşısında yer alan hamamı da dolaşıp, çarşıya doğru ilerliyoruz.
İki güne sığdırdığımız tarihi ve kültürel zenginliklerimizin yer aldığı Beypazarı, Göynük, Mudurnu gezimizi tamamlayarak evlerimize dönüyoruz.
Comments