top of page

Sıcak bir gün batımı - Kaş

  • Irmak Barman
  • 22 May 2019
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 May 2019

Kaş'ta gün batımı

Elmalı’yı geçince etrafımızı ağaçlar sarıyor. Bir sağa, bir sola kıvrılarak virajlı yolda aşağıya doğru süzülüyoruz. Kalkan’ın sırtlarında nefis bir günbatımıyla karşılaşıyoruz. Güneş güne veda etmeden son kez gülümsüyor. Bir tarafımızda yüksek dağlar bir tarafımızda deniz virajlı yolda ilerliyoruz. Tek amacımız günlerce hayalini kurduğumuz tatili yaşamak, yeniden Kaş’la kucaklaşmak…


Kaş bizim için ‘’AŞK’’ demek. Uzunca bir süreden sonra tekrar buluşuyoruz. İlk günün akşamını dinlenerek geçiriyoruz. Konaklamak için Çukurbağ Yarımadası’nı tercih ediyoruz. Merkezdeki yerler çoktan dolmuş. Ertesi güne dinç olarak başlıyoruz. Soluğu merkezde, meydandaki çay bahçesinde alıyoruz. İlk gün ve diğer günler sabahları mekanımız da burası oluyor. Güneşin en kızgın zamanlarını burada dinlenerek keyif yaparak geçirdikten sonra suyla buluşuyoruz.


Her tarafı farklı güzellikte plajla çevrili Kaş’ın tek dezavantajı derin ve taşlık olması. Ayrıca su altı spor severlerinde vazgeçilmezi olan Kaş, bizim için huzur, keyif ve tutkunun doğru adresi.

İlk gün Patara’yı seçiyoruz. Patara, Patara Antik Kenti yakınında yer alan bölgenin en güzel plajı. Patara’ya yaklaştığımızda etraftaki işletmelerden birinde soğuk ayran ve gözleme ziyafeti çekiyoruz. Sonra antik kenti geçince bizim için dünyanın en güzel kumsalıyla buluşuyoruz. Şanslıysak dalgasız denizde saatlerce serinliyoruz. Serinlik günbatımına kadar sürüyor. Sit alanı olduğu için belli bir saatten sonra buralar ıssızlaşıp, sessizliğe bürünüyor. Günbatımından sonra buraların gerçek sahipleri yavru karetta karettalar ve yengeçler ortayı şenlendiriyor. Bize sadece terk etmek kalıyor…


Patara Plajı

Kaş’a doğru ilerlerken her günün sonunda Kaputaş’ta son kez suyla buluşma ritüelini tamamlayıp otelimize ilerliyoruz. Bu ritüeli kaldığımız her gün eksiksiz yapıyoruz. Akşamları Kaş merkezde kalabalığın arasına karışarak geçiriyoruz.


İkinci gün günlük mekanımızda keyif yaptıktan sonra yakın yerleri tercih ediyoruz. Büyük Çakıl ve Küçük Çakıl suyla buluştuğumuz yerler… Her akşam olduğu gibi yine merkezde meydanda kalabalığın arasındayız…


Üçüncü gün günümüzü Kaputaş’a hediye ediyoruz. Bütün gün aylaklık yaparak geçiriyoruz. Son yıllarda bakirlikten sıyrılarak bilindik plajlara dönüştü. Her ne kadar önceki hali bizi daha çok cezbetse de burası bizim için vazgeçilmez.


Dördüncü gün yine merkezde sabahın aylaklık halleri sonrasında Haydar’ın koyuna doğru motorla ilerliyoruz. Buraya ancak motorla geliniyor. Diğer plajlara göre biraz daha kalabalık. Günbatımına kadar keyif yapıyoruz. Etrafta oturma alanları, yeme içme bölümleriyle Bodrum’daki bilindik plajları aratmıyor. Her ne kadar bakir koylar bizi çekse de burada da serinlemeden tatilimizi tamamlamıyoruz.


Yavaş yavaş tatilimiz bitiyor. Karşıdaki adaya elimizi uzatsak dokunacak kadar yakın olan Meis’e de bir uğrayalım diyerek günübirlik turlara katılıyoruz. İkisi de birbirine oldukça yakın ve benzer olan adaya, Kaş’ın Gözü denmesinin nedenini gelince anlıyoruz. Koskoca adada küçük bir alanda rengarenk sevimli yapıların arasında, kıyısında dolaşarak günü tamamlıyoruz. Yavaş yavaş gün biterken, geldiğimiz tekneyle tekrar yuvamıza dönüyoruz.

Akşam Kaş’ta son gecemiz, sokakların da keyifle dolaşıp bir tür tekrar geleceğimize söz vererek vedalaşıyoruz… İçimiz biraz buruk ama bir o kadar dinlenmiş olarak ayrılıyoruz…


Meis Adası


Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page